Galatasaray’ın başarılı milli futbolcusu Arda Turan Galatasaray TV'de "Aslanlar Konuşuyor" programına katılarak şampiyonluk ve kendisiyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu.
Şampiyonluğu bekliyor muydun?
Biz bugüne kadar inanmadığımız hiçbir yola çıkmadık. Bu konuda düşüncemiz tamdı ve hiçbir zaman şüphe duymadık. Takımdaki her arkadaşımız Galatasaray formasını layıkıyla taşıdı. Herkes hakkını verdi ve çok şükür sonuca ulaştık.
Lincoln’ün transferi sana neler hissettirdi? Üzerinde bir baskı oluşturdu mu?
Beni niye baskı altına alsın aksine çok mutlu oldum. Kaliteli futbolcularla oynamak insanın kalitesini geliştirir. Sonuçta mevkilerimiz, görevlerimiz ve stillerimiz çok farklı. İkimizde takım için mücadele ediyoruz. Beni hiçbir zaman baskı altına almadı aksine iyi motive etti. Keşke bu senede böyle iyi futbolcular gelse hatta benim mevkiim ede gelse. Benim için problem yok önemli olan Galatasaray’ın başarısı.
Çok fazla yeni oyuncu geldi. Uyum sürecini nasıl aştınız?
Arkadaşların hepsi çok sağlam karakterli, düzgün insanlardı… Gelen ağabeylerimiz, kardeşlerimiz… Çok güzel bir ortam vardı. Bu arkadaşlık olmasa herhalde çok büyük sıkıntı çekerdik.
Feldkamp ile olan dialoğun nasıldı?
Ne Ahmet Akcan ile ne sayın Feldkamp ile hiçbir zaman çok kötü bir diyaloğumuz olmadı. Zaman zaman tartışmalarımız oldu ama sonuçta ikimizde Galatasaray’ın başarısı için uğraşıyoruz. Sevgi, saygı çerçevesi içerisinde. Hiçbir zaman saygısızlık yapmadık. Her zaman çok mutluyduk
Sen taraftarla oynamayı seven bir sporcusun. Sezon başındaki seyircisiz maçlar seni nasıl etkiledi?
Keşke böyle bir ceza hiç olmasaydı. Açıkçası halı saha maçı gibi oluyor konsantre olması zor. Ama o maçların hepsinin ne kadar önemli olduğunu sezon sonunda gördük. Sanırım tam 6 maçı seyircisiz oynadık bu da kulübe maddi manevi büyük zararlar verdi. İnşallah taraftarımız bundan sonra daha bilinçli davranır. Ne olursa olsun onlara yakışan takımı bir şölen şeklinde desteklemek. Takım ileriki yıllarda büyük sıkıntılarda yaşayacaktır. Ama ben inanıyorum ki Galatasaray taraftarı çok büyüktür. Bu zor zamanlarda Galatasaray taraftarı büyüklüğüne yakışan olgunluğu gösterecektir.
İlk yarıdaki Arda ile ikinci yarıdaki Arda’nın arasındaki farkın sebebi neydi?
Goller, asistler gelince oyuncuya bakış açısı değişiyor. Tabiî ki bir şeyleri düzeltmeye çalışmış olabiliriz ama ilk yarıdaki hiçbir maçta da çok kötü olduğumu düşünmüyorum. Bence her şey çok yerindeydi ikinci yarı şampiyonluğun motivasyonuyla biraz daha üstüne koyduğumu düşünüyorum. Nedeni şampiyonluk motivasyonudur.
Bu sezon takımın Avrupa kupası performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Tecrübesizliğimizin kurbanı olduk. Bana göre Leverkusen’i burada yenebilseydik ki bu futbolu oynadık. Her şey farklı olurdu. Ama bu futbol… Olmadı. Gene de bu bizim için bir tecrübe oldu önümüzdeki şampiyonlar ligi çok daha iyi olacaktır
Bu kadar çok sakatlık yaşanmasına rağmen takım çok etkilenmedi bunu neye bağlıyorsun?
Biz her zaman işimizin bize ne getireceğinin bilincindeydik. Kendi içimizde sevindik kendi içimizde üzülmeyi öğrendik. O yüzden 11 kişi gitmişiz 20 kişi gitmişiz bizi hiç etkilemedi. Çünkü gelmeyen arkadaşlarımızın da bizimle birlikte olduğunu hissettik.
Mehmet Topal’ın performansını nasıl değerlendirirsin?
Gerçekten çok önemli ve iyi bir oyuncu. Ama maalesef görüyoruz ki ülkemizde sakatlıklar olmasa bu genç yetenekli arkadaşlarımız ortaya çıkamayacak. Mehmet topal benim gözümde şampiyonlukta aslan payının sahiplerinden. Savunmanın önünde inanılmaz işler yaptı.
Fenerbahçe ile oynanan ilk kupa maçından sonra şansımız tutmuyor demiştin. Ama sonrasında takım Fenerbahçe’ye karşı çok iyi performans gösterdi…
0-0'lık skorda sevinilecek çok bir şey yoktur ama benim sevindiğim nokta o gün çok iyi top oynamış olmamızdı. O gün 2-0, 3-0 kazanmamız gerekirdi ama golü bulamadık. Bende öyle bir açıklama yaptım. Bu birazda şans meselesidir. Biz artık bu şansızlığı kırdık. Galatasaray da oynayan tüm futbolcular her maçın öneminin farkındadır. Derbileri de Galatasaray takımına yakışır şekilde oynadık.
Sevinçleri biraz farklı yaşıyorsun… Sanki tribünde gibisin…
Sonuçta küçüklükten beri Galatasaraylıyız, yaşımızda genç. Belki daha profesyonel düşünmeliyiz ama bizim ruhumuzda amatörlük var, Galatasaraylılık var. Önemli olan bu sevinçleri rakiplerimizin yanlış anlamaması.
Takımdaki gençler ve alt yapı oyuncularıyla da aran çok iyi. Onları iyi anlıyorsun sanırım?
Onlar geçiş döneminde oldukları için umutsuzlukları sıkıntıları oluyor. Bende bu evrelerden yakın bir zamanda geçtiğim için nasihat vermek değil de yardımcı olmaya, arkadaş olup yanlarında bulunmaya çalışıyorum. Onlara destek çıkmak isterim Galatasaray alt yapısı bizim geldiğimiz yer. Geldiğimiz yeri unutmak olmaz.
Teknik Direktör Feldkamp, Gençlerbirliği deplasmanına giderken görevden ayrıldığını beyan etti. O gün neler düşündün ve son 6 maçtaki şampiyonluğu getiren maçlardı bunlar, senin performansın ekstra bir düzeye çıktı. Felkamp’ın gidişi seni ekstradan motive etti mi?
Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Çünkü bize, benim ve arkadaşlarımın hiçbirisine bu düşünce yakışmaz zaten. Ben buradan Kalli’ye Sayın Ahmet Akcan’a çok teşekkür ediyorum. Onları gerçekten bizi 34 haftalık bir ligin 28 haftasında başımızda olan insanlardı. Eğer böyle bir şey söylersek onlara çok büyük saygısızlık ve haksızlık etmiş oluruz diye düşünüyorum. Benim performansıma gelince bu şampiyonluğa giden bu yolda zaten en başından beri her zaman böyledir. Futbolcular belirler yani. Biz futbolcular olarak her zaman dediğim gibi mutluluğumuzu kendi içimizde yaşamayı öğrendik. İyi mücadele ettik, inandık. Yani bu bireysel anlamda herkese tek tek yansıdı. Takım olduğunuz zaman zaten herkesin kişisel olarak performansı artıyor. Bu da benim de ondan kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Özellikle bir Sivasspor maçı var ki Ümit Karan tribünde bir daha böyle bir maç izlemek istemiyorum demiş…
Tabi oynamayan için çok zor. Bende oyundan çıktığım dakikalarda yapacak bir şeyim olmadığı için dayanamıyorum. Takımın bir parçası olunca çok daha farklı duygular hissediyorsunuz. Ama o maçta çok güzel ve heyecanlıydı. Orda kazanmak çok güzeldi.
Sivas maçı önceki gece otelde stresli gözüküyordun… Kupaya bu kadar yaklaşmışken bırakmak istemiyorum dedin. Maçında kilit adamıydın. Bir şeyler hissetmiş miydin?
İnsan ister istemez stres yapıyor. 1-0 geriye de düştük ama dediğim gibi biz bir takımız. O andan itibaren pas yapan oyunu çeviren takımda bizdik. Gollerde kısmet. O gün benim kısmetimmiş. Lig boyunca durdum orda 3 tane attım. O maç hayatım boyunca unutmayacağım maçlardan biri. Kendimle gurur duyduğum bir maçtı.
Maçtan sonra da Oftaş karşılaşmasına hazırlanırken ciddiyeti hiç bırakmadınız?
Maçta hatırlarsanız Sabri ağabey demirin üstüne çıktı biz hakan ağabeyle beraber indirdik onu. Dedik ki bekle düdük çalsın. Biz biliyorduk futbolun asla şakası olmaz en ufak bir şeyde zor durumlara düşersiniz. Bu kadar yaklaşmışken insanlar ümitlenmişken kimseyi üzmeye hakkımız yoktu diye düşünüyorum. Bunu başardığımız için çok mutluyum en büyük mutluluğumuz vicdan rahatlığı.
Maçın son düdüğü ile beraber ilk kupanı kaldırdın o an neler hissettin?
Açıkçası şoktaydım pek sevinemedim. Sadece kariyerim ve Galatasaray taraftarı için çok mutlu oldum. Sonrada sıkıntılı günlerimiz aklıma geldi. Karlar buzlar haksız eleştiriler… o konuşan insanların o an ne yaptığını düşündüm. Sonrada eve gittim. Daha sonrada kutlamalara çok doğal geldi ama şampiyonluk çok güzel bir şey.
Florya’daki kutlamalar da çok unutulmazdı. Bu sene birçok da kutlama yaşattınız. Son 6 haftada artık Sivas maçı, Oftaş maçı, iki Fenerbahçe maçı. Yani Galatasaray taraftarı bu sene başarıya doydu sayenizde herhalde ligde?
Doymak diye bir şey olmaz. Taraftarımız biraz sevinmekten uzak kalmıştı. Onlara bunu tekrar yaşattığımız için çok mutluyuz zaten.
Peki Arda artık Milli Takım EURO 2008.. Seninle sezon içinde yaptığımız röportajında şartlar uygun olursa kulübümün menfaatleri doğrultusunda, büyüklerim bana git derse gitmeyi düşünürüm demiştin. Şimdi tüm gözler senin üstünde olacak. Scolari de Türkiye’de en çok çekindiği oyunculardan birisi olarak seni gösteriyor. Neler bekliyorsun EURO 2008’den?
Valla EURO 2008’de dediğim gibi ben takım oyuncusu olmak istiyorum. Yani Hocam bana takımında ne görev verir ne yapar Arda otur der veya tribünde otur der. Bunlar benim için hiç problem değil çünkü ben ülkemin Milli Takımı’na hizmet etmek istiyorum. Bu hizmet ne şekilde olursa olsun hiç fark etmez. Takım halinde iyi mücadele ettiğimize inandığımız zaman bence bu takım çok şeyleri başarabilecek güçte. Bu inançla oraya gidiyoruz. Bize de Türk insanının inancı ve dualarını eksik etmemelerini istiyoruz. Görüyoruz ki bu inanç olunca mücadele olunca başarı da gelecektir diye düşünüyorum.
Formda girdiğini söyleyebilir miyiz EURO 2008’e?
Önemli olan formda takım olarak girmek bireysel olarak değil. Bunu da başarabilecek güçteyiz.
Cevat Güler’le ilgili neler söyleyeceksin? Son 6 haftada o da tüm sorumluluğu üstlenenlerden birisi?
Çok şeker adam Cevat Hoca. Yani herhalde hak ettiği bir şeyi yaşadı diye düşünüyorum. Dün akşam da onu gördüm dışarıda, sarılıp öpesim geldi. Yani iyi insanın Allah gönlüne göre veriyor. Çünkü her zaman ekibin arkasında bir isimdi. Futbolcularla ekstra antrenmanlar yapan bir adamdı. Çalışmayı sever okuluna gidip gelir sonra idmanına gelir. Allah da ona hak ettiğini verdi. İnşallah onun için hayırlısı olur. Ne ise bundan sonra hayırlısı olur. Biz onu bir insan olarak öncelikle çok seviyoruz. Ondan sonrası zaten ortada.
Takımın dayanışmasını gösterdiği anlar vardı. Hakan Şükür’le Lincoln’un kadro dışı kalması Sabri’nin yine bir dönem kadro dışı kalması. O anlarda neler yaşandı takım olarak?
Onların hepsi bizim arkadaşlarımız, canımız ciğerimiz. Keşke hiçbir zaman hiçbirisi kadro dışı kalmasaydı. Tabiî ki herkesin birbirine bu konularda yardım etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani Hakan Abi’nin, Lincoln’un olaylarında yönetim ve hoca tarafının ya da Sabri Abi’nin tarafında diğer dış etkenlerin çok fazla yardımcı olmaları gerekirdi diye düşünüyorum. Ama bunlar geçmişte kaldı. Umarım bunlar bir daha yaşanmaz. Umarım Galatasaray takımı hep güler yüzlü ve mutlu olur.
Peki bu sene en çok sevindiğin maç?
En çok sevindiğim maç Denizli’de Nonda’nın son dakika golünde, bir de Sivas maçında.
Bu sezonun en başarılı futbolcusu kimdi sence Galatasaray’ın?
Servet Abi’ydi herhalde. Servet Abi yürekten çok candan aslan gibi oynadı.
Onunla bir ara polemik yaşandı gibi oldu. Ondan sonra aranızda nasıl bir diyalog gelişti?
Sahanın içinde olan bir tartışmaydı zaten ben o zaman da onun bana doğru koşmasını yanlış olduğunu söylemiştim. Servet Abi’yi vallahi çok seviyorum. Saha içinde olur öyle şeyler. Ama o zaman yaptığı yanlıştı. Yine söylüyorum yani yapmamalıydı. Ama çok geçmişte kaldı belki benim de ona cevap vermemem gerekirdi. Sonra Abi-kardeşliğimiz devam etti.Takım için mücadele ettik, gollerden sonra birlikte sevinip üzüldük. Yani bizim hiçbir problemimiz yok. Daha dün annesini gördüm hatta elini öptüm. Bize öyle şeyler yakışmaz zaten Galatasaray Takımı için. Biz küçüklüğümüzü bilir özür dileriz. Yani suçun kimde oluğu falan hiç değildir. Önemli olan biz küçüğüz büyüğümüzden özür diledik. Ben Galatasaray Takımı’ndaki yerim, halim yetişme tarzım belli. Onun da nasıl geldiği belli. Biz ikimiz de karakterli insanlarız. Hiçbir sorun yok. İnşallah bir daha böyle bir şey yaşanmaz diye düşünüyorum.
EURO 2008’den sonra bir Avrupa macerası düşünüyor mu Arda Turan?
Valla hayırlısı ne ise o olsun benim adıma. Ne diyeyim artık. O kadar çok bu soruyla karşı karşıya kalıyorum ki;Yani ben beni isteyen biri var mı onu bile bilmiyorum. Belki de kimse istemiyordur.
Anasayfa 
Konu: ARda Turan Galatasaray TV ' deydi ..!!! 
Çarş. Haz. 25, 2008 4:13 pm
AMA SĞAOL
..
